Psikopat Ruhlu Bir Çocuğun Hikayesi: Kötü Tohum

Yazar: Administrator Tarih: 24 Şubat 2020 Kategori: Bir Film Hakkında
Psikopat Ruhlu Bir Çocuğun Hikayesi: Kötü Tohum
Paylaş:

Psikopat Ruhlu Bir Çocuğun Hikayesi Kötü Tohum

Bu yazımda Türk Sineması’da çekilmiş en iyi psikolojik gerilim filmi olan ve şimdiye kadar izlememişseniz şiddetle izlemenizi tavsiye edeceğim Kötü Tohum filmi hakkında bilgiler vereceğiz.

Kötü Tohum, 1963 yapımı Nevzat Pesen imzalı bir filmdir. Filmde Alev Oraloğlu, Lale Oraloğlu, Öztürk Serengil, Suna Pekuysal, Bedia Muavahhit, Nedret Güvenç gibi isimler yer aldı.

Öldürme İçgüdüsü Olan Bir Çocuk

Filmde, hırslarına yenilen bir çocuğun neler yapabileceğine, yapabileceklerinin sınırı olmayan küçük bir kızın nasıl psikopat, katil bir ruh taşıdığına şahit olacaksınız. Yenilgiyi asla kabul etmeyen, kendinden  üstün insanları yok etmenin kendince en iyi yol olduğunu düşünen, kendi fikirlerine karşı olan herkesi düşman gören ve onları inanılmaz zekasıyla ortadan kaldıran, bunları da yaparken gayet soğukkanlı davranan usta bir yalancı kızın hikayesidir Kötü Tohum.

Lale, 8 yaşındaki kızı Alev’le beraber yaşayan, zengin bir kadındır. Kızı Alev’in bir dediğini iki etmeyen, kızının mutluluğu için yapamayacağı hiç bir şey olmayan bir kadındır. Kızını en iyi şartlarda yetiştirmek için fedakarlıklardan kaçınmayan Lale, kızı Alev’i özel okulda okutmakta, piyano dersleri aldırtmaktadır. Kızının tüm isteklerini yerine getiren Alev’in hayatı kızının nasıl bir psikopat, katil ruhlu bir çocuk olduğunu öğrenince yıkılacaktır.

İkinci Cinayetini İşler

Alev, 8 yaşında ve yaşından çok ileri seviyede bir zekaya sahiptir. Çok hırslı olan küçük kız belki de şımarık büyültmesi belki de annesinin her istediğin yerine getirmesinin verdiği rahatlıkla kendinden daha zeki olan arkadaşlarını kıskanmakta, kendisiyle aynı fikirleri paylaşmayan herkesi düşmanı kabul etmektedir. Okulda güzel yazı yazma yarışması vardır. Alev, yarışmada birinci olmak ve birinciye verilecek madalyonu alabilmek için çok çalışır. Ancak yarışmayı Cemal isimli bir çocuk kazanır. Alev, Cemal’in başarısını çok kıskanır. Bir gün okulun düzenlediği pikniğe giden Alev, yarışmada birinci gelen Cemal’den bir haftalığına kendisinin kullanması için kazandığı madalyonu ister. Ancak Cemal vermez. Bunun üzerine küçük kız arkadaşının boynunda ki madalyonu zorla alır. Yaşanan arbede de Alev, Cemal’i göle atar. Gölden çıkmaya çalışan Cemal’in kafasına orada bulduğu sopayı vurur. Yetmez ayağında ki ayakkabısıyla vurup çocuğu öldürür.

Usta Bir Yalancı Kız

Piknik sonrası Cemal’in yokluğu anlaşılır ancak Cemal’i bulamazlar. Polisin olay yerinde yaptığı incelemede küçük çocuğu cesedi gölde bulunur. Alev, o kadar soğukkanlıdır ki hiçbir şey olmamış gibi rutin hayatına devam eder. Alev’in öğretmeni, Cemal’i en son görenin Alev olduğunu ve göle beraber gittiklerini öğrenir. Yaşananları Alev’in annesine anlatır ve Cemal’in ölümünden Alev’den şüphelendiklerini söyler. Ancak anne evladına böyle bir suçun itham edilmesine karşı çıkar ve kızının masum olduğunu söyler. Evin hizmetçisi Memo, küçük kızın sakladığı ayakkabıları bulur. Ayakkabı üzerinde ki kanları fark eden Memo küçük kızın katil olduğu gerçeğini öğrenir. Annesi Lale’de kızının eşyaları arasında Cemal’in madalyonunu bulur. Ancak küçük kız o kadar usta bir yalancıdır ki allem eder kallem eder ve annesine masum olduğuna inandırır.

Annesi Acı Gerçekleri Öğrenir

Hizmetçi Memo, küçük kıza cinayeti nasıl işlediğini en ayrıntısına kadar anlatır. Onu polise şikayet edeceğini ve polise göl kenarında kanlı bir sopanın varlığından haberdar edip o bölgeyi iyice aramasını isteyeceğini söyler. Küçük kız ne kadar Cemal’i kendisinin öldürmediği söylese de Memo’yu ikna edemez. Memo artık küçük kızın düşmanıdır. Sırını çözen Memo’yu ortadan kaldırmak için plan yapar. Bu arada anne Lale’de Memo’nun bulduğu kızının kanlı ayakkabılarını bulur ve kızının katil olduğunu öğrenir. Bununla da kalsa iyi. Ankara’da ikamet ettikleri dönemde komşuları Zekiye Hanım’ın merdivenlerden düşerek ölmesinde kızının parmağının olduğunu ve kadını merdivenlerden iteleyenin kızı Alev olduğunu da öğrenir.

Final Sahnesi Görülmeye Değer

Bir anne için yaşanacak en kötü senaryo. Canı gibi sevdiği kızı hasta ve katil ruhlu bir çocuk olmuş. Kimlere ne diyebilir ki? Benim kızım katil diye kimlere dert yanabilir ki? Canı gibi sevdiği kızını polise teslim edemez ki. Doktorlara götürüp benim kızım katil ruhlu diyemez ki. Zavallı kadın ne yapacağını düşünürken Alev boş durmaz. Samanlıkta şekerleme yapan Memo’yu gören Alev, samanlığı ateşe verir ve Memo’nun dışarıya çıkmasını engellemek için de samanlığını kapısını kilitler. Zavallı Memo yanarak can verir. Anne Lale, hizmetçileri Memo’yu öldürenin de kızı olduğunu öğrenir. Kızının başkalarına daha fazla zarar vermesini önlemek için hiç bir annenin yapamayacağı bir plan hazırlar ve planı uygular. Planın ne olduğunu burada paylaşmayacağım. Çünkü bu plan ve sonrası yaşananlar filmin final sahnesi. Büyüyü bozmamak için neler yaşandığını yazmayacağım.

Alev Oraloğlu’ndan Müthiş Performans

Sanatçı Lale Oraloğlu, filmde öz kızı Alev Oraloğlu ile birlikte kamera karşısına geçmiştir. Gerçek hayatta olduğu gibi filmde de anne kızı canladırmaktadırlar. Ancak şunu belirtmek isterim ki katil ruhlu bir kızı canlandıran Alev Oraloğlu’nun performansı parmak ısırtıyor. Korkutucu bakışları, yeni planlar kurarken daha iyi düşünebilmek için oyuncak trenine saatlerce gözünü kırpmadan bakması, ustalıkla söylediği yalanlar, soğukkanlı davranışlar, akıl almaz planlar…

Son olarak o dönemin şartlarıyla çekilmesine rağmen izleyici etkileyen bir film. Bugünün sinema teknik şartlarıyla çekilmiş olsa ve sinemalarda gösterime girmiş olsa inanın çok ses getirecek bir film olurdu.

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Bunları Biliyor Muydunuz?

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.
Verified by MonsterInsights