Sette Kötü Adam Evde Şefkatli Baba: Erol Taş

Yazar: Administrator Tarih: 18 Şubat 2020 Kategori: Bir Portre / Makaleler
Sette Kötü Adam Evde Şefkatli Baba: Erol Taş
Paylaş:

Sette Kötü Adam Evde Şefkatli Baba: Erol Taş

Taşra çocuğu olarak dünyaya gelen Erol Taş, 2 yaşındayken babasının vefatıyla biricik annesiyle taşı toprağı altın şehir olan İstanbul’a gelir. Delikanlı olan Erol Taş, geçimini sağlayabilmek için tezgahtarlık hatta hamallık bile yaptı. Askerden önce boksa merak saldı ve 1947 yılında İstanbul ve Türkiye ikincisi oldu. Askerlik görevi sonrası hayat kavgasına devam eden Taş, Cankurtaran’da bir iplik fabrikasında çalışmaya başladı. O zamana kadar sadece sinemalarda izlediği belki de nasıl çekiliyor diye merak ettiği filmleri hep merak etmiştir. Bu merakını gidermek için eline bir fırsat geçer ve çalıştığı fabrikanın yakınlarında Lütfi Akad’ın bir film çektiğini duyar. Ara sıra işten kaytarıp arkadaşlarıyla film setine gider ve çalışmaları izlerdi.

Yeşilçam’la Tesadüfen Tanışır

Yine bir gün film setindeyken birkaç serseri set çalışanlarını rahatsız eder. Suyu sert Erzurum çocuğu olan Taş, yaşananlara sessiz kalmaz . Eski bir boksör olan Taş ve arkadaşı serserileri bir güzel pataklarlar ve set çalışma yerinden def ederler. Yönetmen Akad, güzel dövüşen Erol Taş‘ı beğenir ve çekeceği bir filmde ki kavga sahnesinde oynaması için haber salar. Hayatı boyunca fil setine girmemiş, kamera karşısına çıkmamış, sinema deneyimi olmamış ve bilmem ne dergilerin yarışmalarında birinci olmamış Erol Taş, belki merakını gidermek belki de hayatına renk katmak için Akad’ın teklifini kabul eder.

Susuz Yaz Filmi Erol Taş’ın Kötü Adam Olduğunun Tescilidir

Taşralı Taş, hiç bir sinema eğitimi olmamasına rağmen sadece yönetmenin direktifleriyle neler yapacağını iyice beller ve ilk sinema filminde boy gösterir. Başlarda küçük roller, figüranlıkta görüldü. Ancak bu taşralı delikanlı da iş vardı. Hiç bir sinema eğitimi almamasına rağmen performansı parmak ısırtıyordu. Dikenli Yollar ( 1958 ), Peçeli Efe ( 1959 ), Şoför Nebat ( 1960 ), Köyde Bir Kız Sevdim ( 1960 ), Dişi Kurt ( 1960 )gibi 2 yılda 5 filmde oynadı.  1963 yılına kadar yine ufak da olsa kamera karşısına geçen Taş için dönüm noktası diyebileceğimiz film teklifi Metin Erksan’dan gelir. Susuz Yaz. Hülya Koçyiğit, Ulvi Doğan, Hakkı Haktan, Zeki Tüney gibi tanınmış isimlerle İzmir’in Urla ilçesinde ki Badem köyünde çekilen Susuz Yaz filminde Kocabaş Osman rolünü oynar.

Sinema Severlerden En Çok Dayak Yiyen Adam

Osman, susuzluktan kırılan köyün tek su kaynağını kendi topraklarından geçiyor diye köylüye vermez ve su kanalını kendi tarlalarına açar. Köylü ne yaptıysa ne ettiyse Osman’ı ikna edemez. Bu da yetmezmiş gibi kardeşi Hasan’ın taze karısı Bahar’la ilgili fanteziler üretir. Seyirci ”Ulan. İnsan kardeşinin karısına göz diker mi? Böyle şeyler düşünür mü?” diye Taş’a karşı cephe alır. Öyle ki birçok filmin galasında dayak yemiş, taşlanmıştır usta sanatçı. Seyirci, Taş’ın performansından o kadar etkilenmiş ki ilkokula giden çocuğunu bile Erol Taş’ın çocuğu diye dövmüşlerdir. Buradan şöyle bir sonuç çıkarabiliriz: Erol Taş, filmlerinde kötü adamı oynamıyor, rolünü yaşıyor ve izleyiciye yaşattırıyor. Ama öyle değil mi? Kaç oyuncuya ineğin memesine ağzını dayayıp çiğ süt içirebilirsiniz ki. Veya 40 küsur yıl geçmesine rağmen hangi oyuncunun yemek yeme sahnesi akıllarda kalmıştır ki. Selvi Boylum Al Yazmalım filminde ki tavuk yeme sahnesini hepimiz hatırlarız. İki eliyle tavuğa girişmiş, vahşi bir hayvan gibi tavuğu parçalıyor, eliyle dişlerinin arasına giren tavuk parçalarını temizleyip tekrar ağzına atıyor. Belki bazılarımız bu sahneden iğrendiği için bakamamışlardır bile. Yukarıda dediğim gibi Taş, rolünü oynamıyor yaşıyor adeta.

Sette Kötü Adam Evde Şevkatli Bir Baba

Hayati Hamzaoğlu, Hüseyin Peyda, Kazım Kartal, Bilal İnci, Süheyl Eğriboz, Kudret Karadağ… Yeşilçamın kötü adamları. Allah rahmet eylesin hepsi kaliteli oyunculardı. Ancak bir Erol Taş gibi kötü adam rollerinde seyirciyi çıldırtamıyorlardı. Erol Taş’ın başına gelenler Yeşilçam’ın diğer kötü adamlarının başına gelmemiştir. Sokak ortasında tekme tokat dayak yiyen, yüzüne tükürülen, taşlanan hep Erol Taş olmuştur. Televizyonun ilk çıktığı dönemlerde çocuklar, televizyonda izledikleri Erol Taş’tan korkarlar, annelerinin kucaklarına saklanırlardı. Setlerde acımasız, gaddar adam rolüne bürünen taş, evine geldiğinde gerçek rolü olan merhametli babaya bürünüp öksüz 3 çocuğuna kol kanat gerip hem annelik yapmış hem de babalık yapmıştır.

Gönül adamıydı Erol Taş. Kendini seyircilerden soyutlamamıştır. Hep halkın içinde olmuştur. Olur ya bir gün elden ayaktan düşersem, filmlerde iş bulamazsam bile tenceremi kaynatacak bir iş yerim olsun diye Cankurtaran’da bir kahvehane açtı. Dostlarını burada ağırlar, yeni film teklifi yapmak isteyen yapımcıların kendisini rahatça bulabilmesi için burayı adres göstermişti. Yeşilçam’ın kötü adam starıydı ama sette ki çalışması bitti mi önlüğünü giyer kahvehanenin ocağına geçerdi. Elleriyle demlediği çayları hem müşterilerine hem de kendisini ziyaret eden dostlarına ikram ederdi koca yürekli adam.

1998 yılında vefat etti. Peki yeri doldu mu? Vefatından sonra çekilen film ve dizilerde ki kötü adam tiplemeleri karşımıza çıktı. Ama nedense hiç biri Erol Taş kadar bizi sinirlendiremedi, saç baş yoldurmadı, ”Şu adamı benim elime bir verseler” dedirtemedi seyirciye.

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Bunları Biliyor Muydunuz?

Copy Protected by Chetan's WP-Copyprotect.
Verified by MonsterInsights